Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yetkileri “Türkiye’de Uzun Dönemli Bakım Kurumlarında COVID-19 Süreci Değerlendirme Toplantısı”nda bir araya geldi.
DSÖ ile Yapılan Toplantıda Bakım Kuruluşlarındaki COVID-19 Tedbirleri Değerlendirildi
Video konferans yöntemiyle gerçekleşen toplantıya Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı yetkilileri de katıldı. Yaklaşık 3 saat süren toplantıda Engeli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Uzman Dr. Orhan Koç, COVID-19 sürecinde yaşlılara verilen hizmetler hakkında detaylı bir sunum yaptı.
“Tedarik Zincirimizi Takviye Ettik”
Koç, Türkiye’de 7,5 milyon yaşlı olduğunu ve 27 bin 500’ünün kurum bakımında olduğunu söyledi. COVID-19 vakası henüz Türkiye’de görülmeden önce önlem aldıklarını hatırlatan Koç, “Huzurevlerine ve bakım evlerine ziyaretleri durdurduk, yaşlılarımızın da dışarı çıkışlarını kısıtladık. Ortam temizliğine dikkat etmenin yanı sıra dezenfektan gibi malzemelerle tedarik zincirimizi takviye ettik. Yaşlılarımız günübirlik tedaviye giderken de izolasyonu en üst seviyeye çıkardık. Adeta kuruluşlarımızı karantinaya aldık.” dedi.
Mevcut Personele Yüzde 10 Takviye Yaptık
Toplu etkinlikleri de yasakladıklarının altını çizen Koç, “Sayın Bakanımız Zehra Zümrüt Selçuk’un talimatlarıyla, metropollerdeki tedbirlerimizi sıkılaştırdık. Kuruluşlarda ihtiyaç duyacağımız izolasyon odaları, katları ve Türkiye’de 82 İzolasyon Kuruluşu oluşturduk. Yüzde 10 mevcut personele takviye yaparak kapasitemizi artırdık.” diye konuştu. Koç, tedbirler sonucunda vefat edenler arasında uzun dönem bakım merkezlerinde kalan yaşlıların oranının da yüzde 4 olduğunu kaydetti.
“Personelin 14 Gün Kuruluşta Kaldığı Bir Modele Geçtik”
Engeli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Koç, yurt dışından gelenlerle teması olan personelin takibini de yaptıklarını ve izolasyonun sağlanmasına önem verdiklerini vurguladı. 26 Mart’ta personelin 14 gün kuruluşta kaldığı bir modele geçtiklerini de belirten Koç, “Sabit vardiya sistemi bulaşı azaltıcı bir yöntem oldu. Sağlık Bakanlığımız ile işbirliği yaparak vardiya değişimlerinde personelin tümüne test yapıldı. Testler hastaneye gitmeden yapıldı ve pozitif vakaları kuruluşta bulaş riski oluşturmadan tespit etme şansı bulduk. Sabit vardiya sistemine halen devam ediyoruz.” şeklinde konuştu.
“Herkes Özveriyle Çalıştı”
Koç, kuruluşlarda çalışanlara fazla mesai konusunda hassas davranıldığını ve 8 saatlik nöbet oluşturmaya özen gösterdiklerini vurguladı. Koç, ilave mesai olduğunda ücretlendirilerek veya izin vererek hakkaniyeti sağlamaya çalıştıklarını ifade ederek, “COVID-19 döneminde çalışanlarımızın moral ve motivasyonlarının normalden daha iyi olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü milli dayanışma ruhuyla çalıştılar. Özel kuruluşlarda çalışanlar dahil işten çekilme yaşanmadı. Herkes özveriyle çalıştı.” dedi.
“Yüzde 6’lık Kısmı Yoğun Bakımda Tedavi Gördü”
Genel Müdür Orhan Koç, hastaneden taburcu edilenleri de direkt kuruluşa alınmadığını, oluşturulan izolasyon kuruluşlarında müstakil tedavi sağlandığını kaydetti. Tüm vakaların hastanede bakıldığının altını çizen Koç, pozitif vakaların yalnızca yüzde 6’lık bir kısmının yoğun bakımda tedavi gördüğünü belirtti.
“Müzik Eşliğinde Videolar Hazırladık”
COVID-19 sürecinde özellikle yaşlılar için dijital okuryazarlığın önemine dikkat çeken Koç, yeni bir program hazırladıklarını ifade etti. Engellilere yönelik yapılan çalışmaları da ayrıntılı olarak anlatan Koç, şunları söyledi:
“Engellilerin ve ailelerinin bilgiye erişimini sağlamak önemli. Bu yılı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ‘Erişilebilirlik Yılı’ ilan etti. Biz de Sayın Bakanımızın talimatıyla, kendi içeriklerimizi de erişilebilirlik standartlarına göre hazırlayıp paylaştık. Engelli bireyler ve ailelerinin bilgilenmesi için onları akademik uzmanları bir araya getirdiğimiz çalışma grupları oluşturduk. Özelikle otizm spektrum bozukluğu gibi özel vakaların takipçisi olduk. Engellilerimiz için maske takılması, elin 20 saniye yıkanması zor bir durum ama müzik eşliğinde videolar hazırladık ve o videolarda engellilerimiz yer aldı. Bu şekilde farkındalık oluşturmayı hedefledik.”
DSÖ Yetkililerinden Türkiye’ye Övgü
DSÖ yetkilileri de Türkiye’nin bu başarısının bilimsel anlamda dokümante edilmesi ve tüm dünyaya sunulmasının önemli olduğunun altını çizdi. Türkiye’nin önlemlerini erken aldığını ve bunun COVID-19 ile mücadele sürecinde önemli bir etken olduğunu vurgulayan yetkililer, “Özellikle Avrupa ülkelerinde görülen kişisel koruyucu ekipman sorunu Türkiye’de yaşanmadı. Kişisel koruyucu ekipman konusunda kendilerinin ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayıp diğer ülkelere de yardım sağladılar.” ifadeleri kullanıldı.
Veriler Raporlaştırılacak
DSÖ Türkiye Ofisi ile ilk toplantı 30 Nisan’da yapılmıştı. “Huzurevlerinde Pandemi Süreci” başlıklı toplantıda ülkemizde alınan tedbirlerin örnek ülke uygulaması olarak raporlaştırılması kararı alınmıştı. Önümüzdeki günlerde üçüncü bir toplantı daha gerçekleştirilecek. Toplantılardan elde edilen veriler rapor haline getirilecek.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.