İlaçlardaki Kur Düzenlemesini Yeterli Bulmayan Eczacılar: ‘Mağduriyet Artacak’

Türkiye’nin İlaç Fiyatlandırmasında Son Dönem Güncellemeleri: Kur, Baremler ve Sektörel Etkiler Üzerine Kapsamlı Bir İnceleme

Son dönemde Türkiye’de ilaç fiyatlandırması, özellikle AVRO kuru ve barem değerleri üzerindeki değişikliklerle gündeme gelmiştir. Resmi Gazete üzerinden yapılan Cumhurbaşkanı Kararıyla birlikte belirleyici unsurlar güncellenmiş ve ilaç maliyetlerinde yeni bir seviye belirlenmiştir. Bu süreç, tohum niteliğinde riskler içeren bir döneme işaret etmekte olup, hastaların erişilebilirliği, eczacıların ekonomik sıkıntıları ve ilaç yokluğu gibi kritik konularla doğrudan bağlantılıdır. Bu bağlamda, güncellemelerin hem kısa vadeli etkileri hem de uzun vadeli sürdürülebilirlik açısından kapsamlı bir analizini sunuyoruz.

Avro kuru nun güncellenmesi, döviz bazlı maliyetlerin ilaç fiyatlarına yansımasını kolaylaştırmıştır. Ancak piyasadaki gerçek kur seviyesiyle belirlenen barem değerleri arasındaki farklar, sektörde tartışmaları ateşlemiştir. Uzmanlar, rekabetçi kur dalgalanmalarının ve yüksek enflasyonun ilaç tedarik zincirindeki baskıyı artırdığını belirtmektedir. Söz konusu güncellemelerle birlikte, kullanılan kur kavramları ve fiyat aralıkları yeniden şekillenmiş; bu durum mağduriyetleri azaltma amacı taşısa da gerçek maliyetlere karşı yetersiz kaldığı yönünde eleştirilere yol açmıştır.

Yüzde 16.9’luk artış meselesi, İstanbul Eczacı Odası Başkanı Şeker Pınar Özcan tarafından dile getirilen görüşlerle gündeme taşınmıştır. Özcan, bu artışın maliyetleri karşılamaya yetmediğini ifade etmekte ve ilaç yokluğu ile mücadelede ek politikaların gerekliliğine vurgu yapmaktadır. Sektör temsilcileri, enflasyonist baskılar, lojistik maliyetleri ve üretim giderleri gibi faktörlerin birlikte ele alınması gerektiğini savunmaktadır. Bu noktada, kur dalgalanmalarının reel kurla uyumsuzluğu eleştirilirken, gerçek kur seviyesinin dikkate alınmaması halinde sürdürülebilir bir fiyat yapısının mümkün olmadığını belirten analizler öne çıkmaktadır.

İlgili düzenlemeler, uzun vadeli çözümler ve sürdürülebilir ilaç tedariki hedefleriyle uyumlu hale getirilmeli; ilaç yokluğu, hastaların mağduriyeti ve eczacı ekonomik sıkıntıları gibi temel sorunlar, yalnızca fiyat değişiklikleriyle değil, sağlık ve ekonomi politikalarının eşgüdümü ile ele alınmalıdır. Bu doğrultuda, yerli üretim kapasitesinin artırılması, tedarik zincirlerinin güçlendirilmesi ve maliyet düşürücü inovasyonların desteklenmesi kritik öneme sahiptir.

Kronik hastalar için erişim, tedavi sürekliliği ve ilaç güvenilirliği, doktorlar, eczacılar ve karar vericiler için temel ölçütler olarak kalmalıdır. Güncellemelerin, fiyatlandırma mekanizmalarının şeffaflığı ve paydaşların ortak hareketi ile güçlendirilmesi, ulaşılabilir sağlık hedeflerine ulaşmak adına elzemdir. Bu çerçevede, tedarik zinciri güvenliği, finansal destek mekanizmaları ve ihbar/denetim süreçlerinin iyileştirilmesi, sektörde güven ve istikrarı tesis etmek için gereklidir.

Sonuç olarak, güncel düzenlemeler, kur politikaları, barem yapıları ve enflasyon baskıları arasındaki dengeyi optimize etme çabası içerir. Ancak, uzun vadeli sürdürülebilirlik için, kurun gerçekçi ve uygulanabilir seviyelere çekilmesi, yerli üretimin güçlendirilmesi ve tedarik zincirinin dayanıklılığının artırılması gerekmektedir. Bütün bu unsurlar birlikte çalıştığında, hastaların erişimini artıran, eczacıların finansal yükünü hafifleten ve ilaç güvenliğini pekiştiren bir sağlık ekosistemi kurulabilir.


Ankara Yaşam sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın